Motivasyon sorunlarını iki ana başlık olarak anlatmak istiyorum; içsel ve dışsal etkenler. İlk olarak, İçsel etkenler: Bireysel hedefler ve niyetler, biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar, kendine güven, risk alma, stres, kaygı ile baş etme, merak , uyku , fiziksel aktivite gibi kişisel faktörlerdir. İkinci olarak,Dışsal etkenler: Toplumun ve ailenin beklentileri, ödül ve ceza sistemleri, uygulanan öğretim modelleri, arkadaş ortamının eğilimleri, beslenme, çalışma ortamı, telefon, bilgisayar, televizyon gibi çevresel faktörlerdir. İçsel etkenler: Bireysel hedefler ve niyetler: Öğrenciye , Nasıl ders çalışmalıyız yerine Niçin ders çalışmalıyız sorusu sorulmalı. "Hadefim ne? Hedefimi gerçekleştirmek için neler yapmalıyım?" Sorusunu öğrencinin düşünülmesi sağlanmalı. Biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar: Fiziksel sağlık sorunu olan öğrencinin koşullar dahilinde eğitim imkanı sağlanması. Psikolojik sorunları, psikoterapistin halledebileceği konular ( anksiyete , dikkat eksikliği) için aile ile bu konuyu konuşup yönlendirilme yapılmalı. Eğitim koçunun halledebileceği psikolojik sorunlar için öğrenci ile doğru iletişim kurmak dikkat arttırıcı egzersizler yapmak faydalı olacaktır. Kendine Güven& Risk alma: Öğrencinin başarılı olduğu alanları ona hatırlatmak o alana yönlendirmek motivasyonunu arttırıp kendine güvenmesini ve yeni adımlar atmaya cesaret kazanmasını sağlayacaktır. Stres, Kaygı ile baş etme: Sınava programlı bir şekilde , etkili ve verimli çalışma yöntemleri kullanarak calışmak. Uyku , dinlenme, beslenme, günlük egzersizlere , doğru nefes alıp vermeye özen gösterilmeli.Olumsuz ve yıkıcı düşüncelerden uzak durup olumlu ve gerçekçi düşüncelere ( ör: öğrenemedikleri yerine öğrendiklerine) odaklanılmalı. Sınav başarısı öğrencinin ilk amacı ama tek amacı olmamalıdır. Merak: Öğrencinin ilgi alanlarını tespit etmek o alanlara yoğunlaştırmak öğrencinin hem zihnini dinlendirecek hem de motivasyonunu geliştirecektir. İlgi alanlarıyla dersler arasında bağlantı kurmak öğrencinin dikkatini çekecektir. Öğrenciye direk soru sormak yerine, düşündüren sorular ( konular hakkında alıntı yapıp fikir sormak) öğrencinin konuya merakını çekecektir. Uyku: Günde 7 8 saat uyku hormonların düzenli salgılanmasını sağlayacağı için kişi daha verimli bir gün geçirecektir
Fiziksel Hareket: Günde en az 20 dklık fiziksel egzersiz(spor) yapmak kişide seratonin salgılanması sağlayarak kaygısını azaltmayı sağlayacaktır.
Dışsal etkenler: Toplum ve Ailenin Beklentileri: Aşırı ilgisiz anne ve baba veya aşırı ilgili anne ve baba ; öğrencinin çalışmasını yine olumsuz yönde etkileyecektir. Öğrencinin içinde bulunduğu ruh haline göre ebevenyler bilinçlendirilmeli ve öğrenci ebeveny arasında ki doğru iletişim, ortam sağlanmalı. Ör: Çocuklar eve geldiklerinde huzurlu bir ortam buluyorsa ; anne ve babanın etraflarında dolanmaları çocuklara gerginlik değil de neşe ve motivasyon sağlıyorsa, o zaman evde işler yolunda demektir. Çocuğun performansı en az %20 oranında artacaktır Ödül ve Ceza sistemi: Öğrenciye başarısı sonucunda ödül vermek , başarıdan keyif almasını engellemeye neden olabilir; bu durum her seferinde bir ödül beklentisine neden olabilir ve öğrencinin istikrarlı bi şekilde başarı sağlaması zordur. Ceza sistemi iste öğrenci ve ebeveny arasında gerilimi arttıracak korku dürtüsünü canlı tutacağı için öğrencinin kendine güvenini düşürecektir. Uygulanan eğitim modelleri: Anne veya baba eğer okulla alakalı bir sorun yaşandığını düşünüyorsa; bunu çocukla değil okulla konuşmalı. Çocuğun yanında okulun veya öğretmenin aleyhinde konuşulursa , çocukta okula karşı daha fazla bir soğuma meydana gelecek ve derslerinde başarısı düşmeye başlayacaktır. Etkin dinleme: Verimli ders çalışmanın , derslerde başarılı olmanın ve performansı en üst düzeye çıkarabilmenin önemli kurallarından biri etkin dinlemek. Nasıl daha etkin dinlenir? Bilindiği üzere; Okuduklarımızın %10,İşittiklerimizin %20,Gördüklerimizin %30,Hem görüp hem işittiklerimizin %50,Söylediklerimizin %80,Davranışlarımızın doğrultusunda söylediklerimizin %90 ınını hatırlarız. O halde çözüm olarak: Konuşan kişiyle göz teması kurmak,önde oturmak, sadece öğretmeni dinlemek, dinlemeye uygun pozisyon almak etkin dinlemeyi arttıracaktır. Ayrıca, asık suratla mı güler yüzle mi dersi dinlediğimizde çok önemli. Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre ağzın kenarlarının, kulaklara yakınlığı arttıkça öğrencinin dikkati %10 daha arttığı görülmüş. Sonuç olarak da çocuklar derste başarılarının artması için dersi gülümseyerek dinlemeleri önerilir. Beyninizi daha etkin kullanmak: eğer öğrendiğiniz bilgiyi 24 saat içinde tekrar edilmezse beyin bilginin %70ni unutuyor. Bunun için; Günlük çalışma programı yapılmalı (zamanı etkin şekilde kullanılacağı, neye nereden başlanacağını karar vermek, bilgileri ne kadar özümsendiğini görmeyi,, ne zaman dinlenip, ne zaman çalışılacağına karar vermek, geleceğe bir adım daha yaklaşmayı kolaylaştıran çok önemli bir araçtır. Unutmanın engellenmesi için o gün mutlaka o dersin tekrarı gerekiyor ertesi gün o ders olmasa bile. Beyin işleyişine baktığımızda çalışmalardan verim alabilmek için; 45 dakika ders çalış, 5 dakika çalıştığın konuyu tekrar et ve 10 dakika ara ver methodu çok işe yarayacaktır. Günde 3 tane 50 dakikadan az olmamak şartıyla istenilen kadar çalışabilir. Televizyon: çalışılan ortamda televizyon izlenmemeli , ders calıştıktan sonra da televizyon izlenmemelidir. Öğrenilen bilgiyi yok etmenin kolay bir yoludur.
Bilgisayar: Uzun süre bilgisayar başında kalmak çocukların düşünme yeteneklerini azaltıyor),
Arkadaş seçimi: çocuğa arkadaşlarını yargılamadan belli zaman ölçülerin de velinin bilgisi dahilinde vakit geçirebileceği uygun bir dille anlatılmalı ve uygulanmalıdır.,
Telefon: Hayatınız sizin.. peki kontrolü kime ait ? eğer hayatınız sizinse kontrolü de sizde olmalı, başkalarında değil.Müzik: pop türü hareketli müzik , rock türü gürültülü müzik veya arabesk türü karamsarlığa çeken müzik eşliğinde çalışmak çalışma verimini %20 düşürür. Sözsüz, enstürümental, klalsik müzikler eşliğinde çalışmak verimi %25 arttırcaktır. Müzik türünü kalitesizden kaliteliye çevirdiğinizde %45lik bir artış meydana gelecektir. Beslenme: Düzenli beslenmek ne çok aç ne de çok tok olmamalı konsantrasyonu mideye çekmek önlenmeli. Yeterli miktarda günlük glikoz ihtiyacı sağlanmalı çünkü, beynin ihtiyaç duyduğu tek madde glikozdur. Ders çalışma ortamı: Dikkat dağıtan unsurlar etrafta bulunmamalı ve temiz bir ortamda hatta mümkünse öğrenciye konuyla ilgili hatırlatıcı notlar etrafa yerleştirilmeli.
Daha iyi sonuçlar için eğitim & öğrenci koçluğu hizmetimiz ile ilgili bilgi almayı unutmayın.
Bu yazı Nurdan Yılmaz'a ait olup kaynak belirtilmeden kullanılamaz.
留言