Bireyin yaşam standartlarını etkileyen 3 farklı psikolojik fenomen vardır. Bilinç, Bilinç Öncesi ve Bilinç Altı.
Bilinç: Bireyin kendi iç dünyasının ve çevresinde olup bitenlerin farkında olmasıdır. Farklı bir ifadeyle , bilinç beynin, bilgiyi işlemede gerçeklere uyumu önde tuttuğu , mantıksal düşüncenin egemen olduğu zihinsel süreçtir.
Bilinç Öncesi: Küçük bir çabayla dikkatini yoğunlaştırılmasıyla geri getirilebilen yaşantı ve olayların bulunduğu bilinç düzeyidir. Ör: Bir süre önce yapılan sınavdaki soruların bilinç alanına getirilmesi.
Bilinç Altı: Kişinin farkında olmadığı psikolojik süreç ya da olayların yer aldığı bilinçtir. Kişinin istediği zaman bilinç alanına çıkaramadığı , varlığından bile haberdar olmadığı duygu, düşünce ve anıları vardır. Bunlar , bilinçaltında yer alır, yok olmaz kişiyi sürekli etkiler. Ör: gözlük kullanan bir kişi bizi rahatsız ediyorsa küçüklüğümüzde yaşanılan ve bilinçaltına atılan bir yaşantınız olabilir.
Kişi uyaranı , beyninde gerçeklere ve mantıksal ilişkilere göre işler ve sonuca varır. Bu işlemde; düşüncelerin duyguların ve anıların birbirleriyle , neden-sonuç ilişkileri , yer-zaman ilişkileri ve diğer tüm bağlantıları gerçeğe uygun yapılandırılır.
Davranışlar da bu esasa göre geliştirilen sonuca uyumludur. Bu sistem insanın hayatta kalmasını sağlayan sistemdir. Bilinç , telkini ise pek iyi karşılamaz. Daha çok düşünmeye , akıl yürütmeye ve önceden öğrendiklerini eyleme dökmeye yatkındır. Önceden öğrenilen kayıtlar ve telkinler , bilinçaltından gelen " dürtüler" şeklinde bilince yönlendirilmektedir.
Bilinçlilikte , gerçeği değerlendirme yetisi ile dış gerçekte olanla zihinde olan birbirinden ayırt edilir.
Çocukluğun ilk yıllarında düşünce biçimi böyle mantıksal ve dış gerçeğe uyumsal nitelikte değildir.
Çocukluğun ilk dönemlerindeki ilkel ve gerçeği tanımayan düşünce biçiminden, zamanla olgunlaşma ve öğrenme "ikincil süreç" adı verilir. İşte bilinçlilikte egemen olan düşünce biçimi , ikincil süreç niteliği taşır.
Bilinçaltının Genel Özellikleri
Bilinçaltı, çocukluk dönemimizin ilk birkaç yılında temel veri kayıtlarını tamamlar. (5 yaşına kadarki dönemde )
Temel veri kayıtlarını 5 yaşına kadarki dönemde tamamlayan bilinçaltının dili de 5 yaşındaki bir çocuğun dilidir ve bir çocuk gibi sade ve açık anlatımları daha iyi anlayacaktır. (Bu nedenle bilinçaltı ile ilgili bir yeniden yapılandırma çalışması sırasında kullanılan dilin sade, anlaşılır ve net olmasına özen göstermek gerekir. )
Bilinçaltı doğru ile yanlışı , gerçek ile hayali ayırt edemez. Bilinçaltımız aynen bir bilgisayar programı gibi çalışır ve önceden bilgisayara kurulmuş uygun bir donanım aracılığıyla yüklenen verileri okur, onlara (kodlar aracılığıyla verilen komutları yerine getirerek) ilgilenir. Bu işlemi gerçekleştirirken yüklenen veri hakkında yorum ya da değerlendirme yapmaz.
Bilinçaltımız asla kapanmaz. Her an aktiftir.
Bilinçaltımız bilincimizden 30.000 kat daha güçlüdür.
Bilinçaltı asla yorulmaz , bu nedenle de dinlenmeye ihtiyaç duymaz, uyumaz ve hiç bir koşulda çalışmayı bırakmaz. Hastalık, koma hali, uyku ya da hipnoz hali, fark etmeksizin , bilinçaltı kişi yaşadığı sürece işlem yapmaya devam eder.
Bilinçaltı duyduğu sözcükleri - içinde kulanıldıkları cümle(ler)den - bağımsız olarak algılayıp , cümledeki diğer sözcüklerle birlikte oluşturacağı manadan soyutlanabilir ve öylece kayıt edebilir.
Bilinç altımız haz peşinde koşan ve temel ihtiyaçlarımızın derhal giderilmesini isteyen en ilkel yanımızı temsil eder. Temel ihtiyaçlarımızın doyuma ulaştırılmasını isteyen bilinçaltımız , o ihtiyaçların doğru mu yanlış mı , eksik mi fazla mı olduğunu sorgulamaz. Ortada temel bir ihtiyaç vardır ve bir an evvel ihtiyacı karşılamak gerekir.
Bilinçaltının espri anlayışı yoktur, şakadan anlamaz. Söylenen her şeyi gerçek kabul eder.
Bazı araştırmalarda bilinçaltının 250 mikro-saniye gibi normal bilincin algı düzeyinden çok daha düşük seviyedeki bir zaman diliminde gönderilen bir uyarıcı algılayabildiğini kanıtlamıştır. Bu da bilinçaltının bir diğer muhteşem ve aynı zamanda da tehlikeli bir özelliğini bize gösterir. Bilinçaltı , bilincin dikkat etmediği şeylere daha fazla dikkat eder. Bilincin dikkat ettiği(ya da algılayabildiği) şeyleri kayıt etmek için ise manalı, bilinçli bir çaba ve tekrar gerekir.
Bilinçaltı düzenli tekrarlara karşı duyarlıdır- yani bilinçaltımız bir düşünceyi , duyguyu ya da cümleyi sürekli tekrar ederseniz bunu en sonunda kayıt eder; mutlak öğrenme sürecinde tekrara gerekli önemi veren kişiler hem de eğitilirken bunun faydasını göreceklerdir.
Comments