Primitivizm kelime anlamı olarak; yaşamın çok daha iyi, dürüst ve etik olduğunu savunan bir inanç akımıdır. İlkelciliğe göre insan uygarlığının gelişmesi ve ilerlemesiyle bu değerler bozulmaya uğramıştır.
Empresyonizm(İzlenimcilik) akımına tepki gösteren herkes kısa süre 'Ekspresyonist yani Dışavurumcu olarak tanınmaya başlanır. Bu akım altında toplanan santçılar "dışarının izlenimi yerine, içerinin dışavurumu" na yönelirler. Norbert Lynton bu akım ile ilgili "İnsana özgü eylem bir dışavurumdur; sanat da bir bütün olarak dışavurumcudur." der. Nietzsche, "Yaratıcı olmak isteyen, önce her şeyi yıkmakla işe başlamalı, eski bilgi yerle bir etmelidir" deve düşünceleriyle. özellikle Alman Dışavurumcuları üzerinde yoğun bir etki bırakmıştır. Bu ifade ile bakıldığında bir akım değil. bir eğilim: biçimsel ifadeye yansıyan bir duygu durumu olarak ele alınır.
Sanatçıların insanların zihinlerindeki ve ruh halindeki karmaşık ve güçlü duyguları tümüyle 'kendine özgü' yaklaşım ile 'biçim bozmacı' bir tavir taşımaları abartılı bir perspektif ve desen anla yışını benimsemeleri gibi ortak noktalı alanlar vardır. Sanatçınıın ruhuna dikkat çeken bu özellikler, konudanın ifadenin algılanmasına neden olur.
August Mack, Yeşil Ceketli Kadın (1913) Tüm perspektif kuralları yıkılıyor. Renkleri tüpten çıktığı gibi kullanılıyor ve resim üç boyuttan iki boyuta indirgeniyor.
Erich Heckel, Uyuyan Kadın, 1909 Geniş alanlar tek renge boyanmış. resimde derinlik yok ve kalın ve sert fırça darbeleri kullanmış.
Ernst Ludwing Kirchner, Sokak, 1913 Figürler üzerinde kullanılan abartılı biçim boz ma, anatomileri çok ciddi bir şekilde deformasyona uğratma ve dikkat çekici yönlerindendir.
Sanatsal gelişim izlendiğinde. 'dışavurumculuk' kutlandı zaman 'primitif' kavramıyla yan yana geldiği görülür. Modernleşmenin getirdiği hızlı kentleşmeye ve endüstrileşmeye tepki duyan sanatçıların eserlerindeki tavrın ifadesidir. Bu karşı tavır. Batılı sanatçıların ilkel toplumların sanatına yönelik ilgililerle beslenir. Batı'nın modern sanatlar, 'primitif' eğilim ile peşinde bildikler saf ve dolaysız yaratma yolunu bulurlar. Pablo Picasso, Avignonlu Kızlar, 1907
Pablo Picasso'nun yıkanan bu özellikleri taşıyan 1907 tarihli "Avignonlu Kızlar" resmi. modern ile primitif'i buluşturan uygulıt olarak değerlendirilir. Picasso'nun yararlandığı primitif kaynaklarla ilgili soruları da akl bir getirmiştir. Primitif olarak nitelendirilen Afrika maskları gibi birtakım kaynaklardan esinlenmiş olunması resmin özgün bir eser olarak değerlendirilmesine gölge düşürürüp düşürülmediği tartışılmıştır.
Bu soru akıllara Aristoteles'in Poetika'sinda bahsettiği taklitin insanlarda doğuştan var olduğu, sanatın da bir taklit olduğunu; bir olaydan, insani gerçeklerin taklidi olduğu söylemlerini getiriyor.
Comments